1 Ocak 2012 Pazar

Beyran... Of o nasıl bir şey...

Adanalı olmama rağmen acı yemem, fakat bu çorba... Allah'ım... Kanatlandırıyor...

Önce güzellemesini yazalım, sonra da nasıl bir şeydir, nerede yenir ve oraya nasıl gidilir ondan bahsedelim.

Efendim şöyle k; eğer sarımsaklı-baharatlı tatlardan hoşlanıyorsanız, Allah’ın adını verdim, sırf bu çorba için Antep'e gidilir. Ki Antep'in alinaziğini küşlemesini filan da saymıyorum daha bak, sırf bu çorba için dedim. Öyle bir şey. Net.

Biz İstanbul bebeleri olarak sabah sabah ağzımıza o kadar akar kokar şeyler sokmayız. Fakat gelin görün ki, sabah "anında ayağa kalkmak" denen şey öyle kahvaltılık mısır gevrekleriyle, efendim simit rezidansı sandviçleriyle filan olmuyor canlar. Önüne fokurdayarak gelen, o sarımsak ve pul biberden müteşekkil kaşığı ağzına atacaksın. İlk başta bi "bu ne lannnn!!!" olabilirsin, normal, biz nazik (!) insanlarız. Fakat devam et. Kaynayarak geldiği için çok zor soğur, fakat pes etme. Bekle. Bitirince, sanki Antep'e gelmek için 3.30'da uyanıp 5.45 uçağına binen sen değilmişsin, sanki o beyranı içene kadar gayet uykunu almış ve enerjik bir güne başlamışsın gibi olacak.

gulp...
Çorbanın tipi şu şekil, fakat bilin ki yapılacak şey değil bu. Eğer Adana-Kozan paçasını bileniniz varsa, beyranı ilk içtiğinizde "hmm paçanın pirinçlisi sanki bu..." diyebilirsiniz ama öyle de değil.

Efendim, bakır taslarımız önce katılaşmış kuzu yağı ile sıvanıyor. Sonra, bu tasa haşlanmış pirinç konup onun üzerine de on numara haşlanmış kuzu eti didikleniyor. Yandaki usta bu tabağı alıp, ateş fışkırtan bir ocağın üzerine tutuyor. Ocak dediğim, oksijen kaynağı.

Tas hala ocaktayken, üzerine tam dolu olmayan bir kepçe kadar et suyu dökülüyor. Yalnız o et suyu dediğimizde muhtemelen hayatınızda yediğiniz sarımsağın toplamı kadar sarımsak var. Sonra bir avuç pul biber ekleniyor ve akabinde tekrar, bu sefer daha fazla et suyu. Zaten biber öyle yoğun ve ateş öyle harlı ki, et suyunu dökünce çorba hemen kıpkırmızı oluyor ve fokurdamaya başlıyor. O fokur fokur haldeyken de sizin önünüze geliyor.

Eğer bir yemekte sarımsak varsa limon da olmalıdır kanaatimce, o yüzden ben bolca limon da sıktım. Acıya çok alışık olmadığımdan, limon benim için zaten gerekliydi. Ama on numara bir hareket yapmışım, çok yakıştı.

Bakın tekrar söylüyorum, çok sıcak ve çok acı gelecek. Yılmayın. Gerçekten çok iyi geliyor, dediydi dersiniz.

Antep'e gittiğinizde beyran yapan birçok yer göreceksiniz. Fakat bu çorbanın en meşhur ve en tavsiye edilen adresi Metanet Lokantası'dır. Nitekim, Metanet'e doğru yürürken pek çok beyrancı geçecek ve hepsinin boş olduğunu, fakat Metanet'in bayağı bildiğin "dolu" olduğunu göreceksiniz. Google'da haritasını bulamadım ama adresi var, buyrun: Kozluca Mah. Kozluca Cad. No. 11 Tekke Camii civarı -  Şahinbey

Tavsiyem, Antep'e sabah inerseniz ilk önce buraya uğramanız yönünde. Eğer uçakla gidiyorsanız, Havaş'tan merkezde inin. Havaş zaten "şehir merkezi kalmasın" diye uyarıyor ve neredeyse herkes iniyor. Ama yine de söyleyeyim, eski adliyenin orada ineceksiniz. İndiğiniz yerden biraz ilerleyin, kısa olan yol şu şekilde: İki adım sonra sağa dönen, trafiğe kapalı bir cadde göreceksiniz. Gaziler Caddesi olması lazım. Oradan girin dümdüz devam edin. (Bu arada belirtmeyi unutmuşum, toplamda en fazla 15 dakika yürüyeceksiniz.)

Bonus track: Yürümekte olduğunuz caddenin soldaki sokaklarından birinde Katmerci Zekeriya usta var ama hangi sokak bilmiyorum. Uçaktan inen insanları takip edin, kesin oraya giden vardır. Ya da sorun. Gaziantep'liler yardımseverdir.

Eski Saray Caddesi yolunuzu kesecek ve meydan gibi bir yere çıkacaksınız. Saat henüz erken olduğu için görmemeniz normal, fakat o meydan aslında insanın gözünü döndüren bir baharat salça vs. pazarı. Birkaç saat sonra buraya tekrar gelmenizi tavsiye ederim. Neyse efendim, meydanın karşısına geçin. Şehitler caddesi'ne çıkmanız lazım. Zaten burada herhangi birine Metanet'i sorsanız yeterli olur. Ama "yok sormayalım, biz yolumuzu buluruz" yollu erkeksi bir tutum içindeyseniz ben devam edeyim: Şehitler Caddesi'nde giderken sağ tarafınızda Tahmis Kahvesi olmalı, sol tarafınızda şimdi adını unuttuğum büyük bir taş han olmalı vs vs.

O caddeyi bitirince sağa dönün. Yol zaten hemen iki adım sonra sola dönüyor. İşte kozluca caddesi ve işte solunuzda Metanet Lokantası.

Çorba 9 lira. Su zaten ibrikte geliyor. İki kişi 18 lira verip kalkıyorsunuz.

Bu Antep'e 3. gidişim oldu. İlkinin yıldızı küşleme idi, ikincisinde iş için gitmiştim fazla oyalanamadım ama Bayazhan'ı keşfettim. Bu gidişin yıldızı ise budur. Beyran. Rules. Oyh.


5 yorum:

  1. İlk youmun olayım istedim. Heyranız efem.

    YanıtlaSil
  2. arapasinin kirmizi etlisi gibi? bu sehir sehir endexleme fikri de cok faydali dt.

    YanıtlaSil
  3. @Life with Dagny teşekkür ederim, her zaman bekleriz :)

    @zengin, yok pek öyle değil gibi. bu çorbada un yok mesela.
    şehir olarak indeksleyeceğim ama keşke o indeksin içini doldurabilsem; şimdilik bir tek antep'in hakkını -o da biraz- verebilirim :) teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  4. ben de içtim, hakikaten harika bir çorba! Açıkcası ben de arabaşına benzettim, tavuk eti değil de kırmızı et kullanmışlar.

    YanıtlaSil
  5. Yok ben arabaşı gibi olmadığında ısrarlıyım :) Arabaşı yoğun bir çorba, unlu bir şey içtiğiniz çok belirgin. Bu öyle değil. Of canım çekti ya, bi de şimdi sinüzit çekiyorum, o acı nasıl açardı sinüslerimi... Hay Allah ya gece gece... :))))

    YanıtlaSil